Hakkımda

İlk yurtdışı seyahatime çıkmadan önceki akşam o kadar net ki aklımda. Sorular, acabalar, ne olacaklar…

16 yaşındaki bir lise öğrencisi olarak ilk kez uçağa binecek ve dilini bile bilmediğim bir ülkede İngilizce pratik yapabilmek için uluslararası bir gençlik kampa gidecektim.

Yolculuk korktuğum gibi değildi. İngilizce bilmeyenlerle iletişime el işaretlerinin gücü yetişti ve tek başıma evimden binlerce km ötedeki kamp alanına vardım. Kampta hiç de alışık olmadığım kültürlerdeki insanlarla temas etmiş ve farklı dünyaları deneyimlemiştim. Alışkanlıklarım da fikirlerim de sabit kalmadı. Hatta ilk günlerde kokusuna bile tahammül edemediğim rokfor peynirinin hastası olmuştum üç haftanın sonunda.

Değişime inancım ve yeniliğin gücünü keşfedişimden bu yana çok sular aktı hayatımda. Üniversite yıllarımı akademik başarı ya da salt eğlence dönemi olarak görmek yerine, hayatın bana vermiş olduğu bir armağan olarak aldım. Keşfetmeyi ve öğrenmeyi öne koyduğum ODTÜ senelerimi burslu yaz okulları, yurtdışı stajları, değişim programlarıyla dolu dolu yaşayarak 30’dan fazla ülke görebilme şansına eriştim. Bu yıllarda Hürriyet Seyahat’te yayımlandım.

Üniversite boyunca öğrenci kafasıyla keşfettiğim bazı ülkeleri master ve doktora yıllarımda daha yakından tanıdım. Teknoloji firmasında yönetim danışmanı olarak devam ettiğim iş hayatımdan zaman yarattıkça kendimi yollara atıyorum. Bazen bir küçük köyde buluyorum kendimi bazense hayallerimi süsleyen uzak bir ülkede.

Bulunduğum 40’tan fazla ülke ve yüzlerce şehir bana hayatın düşündüğümden çok daha büyük olduğunu gösterdi. Her yeni yolculuğumda yeni bir ben keşfettim içimde. Bunun üzerine düşündüm kendi kendime acaba neden yollardayım diye. Sonra Goethe’nin sözleri çalındı kulağıma “Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder”.

This website uses cookies.